- dokuz
- say. 9, 九: ayın \dokuzu 本月9号 akşamın \dokuzu 晚上9点 Cilt dokuza bakınız. 请看一下第9册。Üç’ün üç ile çarpımı dokuz eder. 3乘以3等于9。Allah dokuzda verdiğini sekizde almaz. 成́ 天命难违; 命中注定。◇ \dokuz ayın çarşambası bir araya gelmek 忙得不可开交: Her şey üstüste; dokuz ayın çarşambası bir araya geldi. 事情一件接一件, 他忙得不可开交。\dokuz babalı 俗́ 野种, 杂种, 私生子 \dokuz canlı 九条命的, 命硬的 \dokuz doğurmak 热切、激动而又急不可耐地期待; 望眼欲穿地等待; 忐忑不安地挂念: Evin biricik oğlu, o gece sabaha karşı gelmişti eve. Zavallı anası dokuz doğurarak beklemişti onu. 家里的独生子那天夜里直到凌晨才回家, 他那可怜的母亲一直在忐忑不安地等着他。\dokuz dolanmak (或 dolaşmak) 历经沧桑 \dokuz felekten geçmek 历经千辛万苦 \dokuz fırın ekmek istemek 历经磨难, 需要长期磨练: Onun terzi olabilmesi için dokuz fırın ekmek ister. 他要当裁缝, 需要长期的磨练。\dokuz körün bir değneği 1) 独生子, 独苗: Ailesi onun Avrupa’ya tahsile gittiğine âdeta üzülmüştü. Çünkü o, ailede dokuz körün bir değneği idi. 他一家对他赴欧洲求学很不放心, 因为他是家里的独苗。 2) 惟一的依靠, 主心骨, 支柱: Dokuz körün bir değneğiydi ailesine. 他曾是家里惟一的依靠。\dokuz köyden kovulmak 不受欢迎, 声名狼籍, 臭名昭著: Dokuz köyden kovulmuş biri, burada hiç dikiş tutturamaz. 他臭名昭著, 在这儿根本站不住脚。Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar, derler. 成́ 常言说, 实话实说讨人嫌, 阿谀奉承反受宠。\dokuz öksüzle bir mağaraya kapanmak 身在福中不知福: Niye yakınıyorsun, dokuz öksüzle bir mağaraya mı kapandın? 你还抱怨什么呢?身在福中不知福!\dokuz parça olmak 非常辛苦, 忙忙碌碌 \dokuz tarakta bezi olmak 同时做许多工作 \dokuz yorgan eksitmek (或 paralamak, parçalamak) 长寿, 长命百岁: Korkma , sen daha dokuz yorgan eskitirsin. 别怕!你的命还长着哪!\dokuzda bir 九分之一◆ Dokuz ölç, bir biç. 三思而后行。
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.